27 Ağustos 2009

Kahverengi bir yas ve Sen.

Güneşe de ölüme de dimdik bakılamazmış.Sen benim güneşim.Sen benim ecelim.Cennetten kovulan Adem gibiyim,kulaklarımda sesinin ilahi bestesi,boşluklarda yuvarlanıyorum.Sen ise,düşman bir dünyanın kırık aynasında acılarını ve korkularını izliyorsun.Güzel olan bu değil.Seni bir kez defa görmek istiyorum.Güzel olan bu.Gözlerimin gözlerinle tecessüsü.Anlık ürperti,sıcak ve masum.

İltifatlarım başını döndüren çivili yalanlar.Hayır.Yalan değil,sonsuz gerçeğin gerçeği.Benim gerçeğim,Sen.Senden sonrası 'Kış'.Kış benim iklimim de ebedi sükut.Soğuk ve çaresiz bir iklimin ümitdolu ateşböceği,kalbim.Kalbim yani ruhun ve madden.Düşman cephede bir sığınak.Benim kalbim,benim mağaram.Sen beni zincirli olduğum mağaradan çıkaran Işık.

Ve Sen!İhtiraslarımın perestişle eriyen güneşi.Yaralı yüzüm.Ve ben!Kabını ve kalbini arayan adam.Hasretle eriyen kaya.Sevimsiz ve nahoş bu kaya elbette erimeye layık,mahkum.

Zarafet ve letafetin camlarımdan perde perde süzülerek kalbime ilahi ışığı aksettiren gözlerinizle bir an başbaşa kalabilmek doyumsuz bir vuslat.Hazin bir acı.Aşk'ta acının karşıtı yok.Aşk,acı.Kabı kırılan su dökülmeye mahkum.Kabım kalbin.Su,ruhum.Kaçta kaçın kırık?Kaçta kaçım yerlere döküldü?

İnsanın mayası toprak.Kalp,bir avuç toprak.Ve Aşk,bir avuç toprağın üstüne serpilmiş bir tutam acı.Aşk,acının sefiri.Sersemleten,yalnızlaştıran sefir, terk et taopraklarımı.

Aşk ölür,aşık ölür,ayrılık ölmez.Sensiz bir türlü uyanamadığım kabus,ayrılık.Ve bizi kendisine esir eden Aşk hürriyeti.Benim hürriyetimin demir parmaklıkları sensin.İnsan demir parmaklıkları sever mi?

Ve ben,çamurdan koparıp vazosuna koyduğum bu muhteşem zambağın hatırasını minnetle yadedeceğim.